BİR AVUÇ SU
Dipteyim! Kuyum çok derin.
Bir avuç suydu oysa tek dileğim.
Bir damlasını bile bedenime döküp ziyan etmeyeceğim, bir avuç su!
Ne bir şişe, ne bir kova!
Bir avuç su..
Eğilip aşksamış ruhuma içireceğim,
Şavkını gördüğüm karanlığa boynumu eğdiğim,
Sahrasız çöl yangını sevdanda serabına her gün “Seni seviyorum!” dediğim,
Deyipte kör kuyunda sallıncak eylediğin.
Bir avuç suydu aslında isteğim.
Ne kana kana içecek kadar,
Ne de yudum yudum tadacak kadar.
Bir avuç kadarına yaşardı bu ömür daha bir bu kadar!
Ne eyledin, neden eyledin bilemem.
Bilirim ki ben bu kör kuyundan destur alıpta gidemem.
Bilirim ki bir daha gün yüzü nedir onu da göremem.
Ricam odur ki senden kapağını kapama!
Ufakta olsa bir ışık bırak bana,
Sonsuz karanlık gelmeden kapıma,
Kör karası soğuk ürpermeden damarlarımda,
Son kez yıldızlar göz kırpsın bana.
Ayın hilali son kez gülümsesin bana.
Ve son kez tüm yaşanmışlıkların hatrına son bir iyilik yap bana!
Son kez!
Son kez serabım ol gözük bana.
Dudağımdan çıkan son “Seni seviyorum!” olsun bu kör karanlık kuyunda.
Se Sen! Sen! Demekkk geldin!
Sen.. se sen.. ço .. çok üşüyo..
Çoo.. çook.. soğukkkk..
Se se seniii ço ço çokkk… çokkk.. . . . . .